Uçurum İhanetinden Kopmaz Aşka
acakaranlığa boğuyordu. Gri ışık devasa pencerelerden süzülüyordu. Minimalist mobilyaların üzerine çizgiler
ni esir alan adamı anlama çaresizliği beni yataktan kaldırdı. Şimdi hafif bir alçıyla
ıyordu. Görüntülü bir görüşme devam ediyordu. Üzerinde kusursuz dikilmiş koyu bir takım elbise va
imizi tahmin eden bir karşı teklifle birdenbire ortaya çıktıla
ejileri... alışılmadık. Agresif, neredeyse pervasız. Ama biz
na girmiş psikolojik savaş, bir rakibin egosunu nasıl sömürdüğü ve onları köşeye sıkıştırdığı. Bu Mert'in imza
. Beni bir "araç" olarak görüyordu. Ama bir araç, kullanılamazsa işe yaramazd
hşap kuşu çıkardım. Berrak sabah ışığında onu daha yakından inceledim. Bir bülbüldü. Başı sanki şarkı söylerken eği
ir dizi sayı ve harf kazınmıştı. Bir şifreye veya belki de koordinatlara benziyordu. Bir kod. Mert'in düşürdüğü bi
alı körfeze bakan cam duvarlı bir odaydı. Az önce görüşmesini bitirmişti. Sır
izi kışkırtı
sızlıkla parladı. "Oyunlara zamanım yok
den gelerek odaya doğru ilerledim. Kahve kokusu ve fırtınadan gelen ozon gibi temiz bir koku havayı dolduruyordu. "D
inanmanızı istiyor. Patentler için bir ihale savaşını kazanmanıza izin verecek. Bu süreçte likit varlıklarınızı iflas ettirecek. Sonra, son dakikada, kontrol ettiği bir paravan şirket dev
ördüm. Henüz inanç değil, ama kesinliğinde bir çatlak. O zeki bir adamdı. Ama Mert'in uzmanlığı, zeki adamların kör noktalar
" diye sordu. Sesi alçak,
asitçe. "Nasıl düşündüğünü biliyorum. Herkesin bir zay
anda hem etkilenmiş hem de derinden, çok derinden şüpheleniyordu. Az önce en büyük düşmanının zihn
rdu. Çaresizliği güvensizliğiyle sava
ı koymak için patentler için teklifimizi geri çekmem ve her şeyi borç satın alımına yönlendirmem
r bir varoluşsal tehdidin kanıtını gerektiriyor. Bir tane vardı... yıllar önce. Babamı str
. "Beni alt eden tek kişi," dedi. Sesi acı, eski bir öfkeyle d
tı. Akciğerlerimden hava boşaldı. Kanı
rileri, stratejileri, arka kapıları vermişti. Beni pohpohlamıştı, zekamı övmüştü. Yükselişinde parlak bir ortak gibi hissettirmişti. Her şeyin sadece bir simül
görünce gözleri kısıldı. Yanaklarımdan renk çeki
esi tam gücüyle geri dönmüş
taş gibiydi. Geçmişim ve bugünüm bu steril, cam duvarlı
ine kilitlendi. Dudaklarımdan kaçan
ülbül dediğin k