/0/96799/coverbig.jpg?v=09e05ad28df579de2ed95f3ac687ea33&imageMogr2/format/webp)
İstanbul'daki Boğaz manzaralı çatı katımdaki yatak odamda uyandım, güneş ışığı gözlerimi delip geçiyordu. Telefonumdaki tarih beş yıl öncesini gösteriyordu; yangından önce, ölmeden önce. Anladığımda nefesim boğazımda düğümlendi: Yeniden doğmuştum. Kocam Arda içeri girdi, sesi dümdüzdü, vakıf fonumdan beş milyon liralık bir transferi onaylamamı istiyordu. İlk hayatımda o para, stajyeri ve metresi olan Ceyda Sancak'a gitmişti. Her acı dolu anı sel gibi zihnime doldu: onun soğukluğu, pervasızca yaşadığı ilişkiler ve son olarak, dumanlar odayı doldururken beni ücra bir dağ evinin kanadına kilitlemesi. Arabasına binip gitmiş, beni alevler içinde ölüme terk etmişti. Kendimi iyi hissetmediğimi fısıldadım ama o sadece alay etti, kağıtları imzalayıp drama yapmayı bırakmamı söyledi. Daha sonra onu Ceyda'yla gördüm; şefkati ve sıcak gülümsemesi sadece onunaydı, ihanetinin hala devam ettiğini doğruluyordu. Sonunda onunla yüzleştiğimde, eli havada savruldu, yanağımda patladı, beni sersemletip kanlar içinde bıraktı. Sonra yatak odamızın kapısını yüzüme çarparak beni içeri kilitledi, "dengesiz" olduğumu söyleyerek beni özel bir kliniğe kapatmakla tehdit etti. Bu adaletsizlik içimi yaktı, korkudan daha derin, buz gibi bir öfkeyi körükledi. Bu benim acımasız kaderim miydi, aynı kabusu aynı canavarla yeniden yaşamak mı? Neden bana ikinci bir şans verilmişti de yine onun asılsız suçlamaları ve şiddetiyle yüzleşmek zorunda kalmıştım? Bu sefer onun zulmüne sadece katlanmayacaktım; kurtulacaktım. Aileme şifreli bir mesaj gönderirken, kaçış planım işlemeye başlamıştı ve özgürlük mücadelem gerçekten başlamıştı.
İstanbul'daki Boğaz manzaralı çatı katımdaki yatak odamda uyandım, güneş ışığı gözlerimi delip geçiyordu.
Telefonumdaki tarih beş yıl öncesini gösteriyordu; yangından önce, ölmeden önce.
Anladığımda nefesim boğazımda düğümlendi: Yeniden doğmuştum.
Kocam Arda içeri girdi, sesi dümdüzdü, vakıf fonumdan beş milyon liralık bir transferi onaylamamı istiyordu.
İlk hayatımda o para, stajyeri ve metresi olan Ceyda Sancak'a gitmişti.
Her acı dolu anı sel gibi zihnime doldu: onun soğukluğu, pervasızca yaşadığı ilişkiler ve son olarak, dumanlar odayı doldururken beni ücra bir dağ evinin kanadına kilitlemesi.
Arabasına binip gitmiş, beni alevler içinde ölüme terk etmişti.
Kendimi iyi hissetmediğimi fısıldadım ama o sadece alay etti, kağıtları imzalayıp drama yapmayı bırakmamı söyledi.
Daha sonra onu Ceyda'yla gördüm; şefkati ve sıcak gülümsemesi sadece onunaydı, ihanetinin hala devam ettiğini doğruluyordu.
Sonunda onunla yüzleştiğimde, eli havada savruldu, yanağımda patladı, beni sersemletip kanlar içinde bıraktı.
Sonra yatak odamızın kapısını yüzüme çarparak beni içeri kilitledi, "dengesiz" olduğumu söyleyerek beni özel bir kliniğe kapatmakla tehdit etti.
Bu adaletsizlik içimi yaktı, korkudan daha derin, buz gibi bir öfkeyi körükledi.
Bu benim acımasız kaderim miydi, aynı kabusu aynı canavarla yeniden yaşamak mı?
Neden bana ikinci bir şans verilmişti de yine onun asılsız suçlamaları ve şiddetiyle yüzleşmek zorunda kalmıştım?
Bu sefer onun zulmüne sadece katlanmayacaktım; kurtulacaktım.
Aileme şifreli bir mesaj gönderirken, kaçış planım işlemeye başlamıştı ve özgürlük mücadelem gerçekten başlamıştı.
Bölüm 1
Uyandım.
Güneş ışığı gözlerime fazla parlak geliyordu.
Bu odayı tanıyordum. İstanbul, Bebek'teki çatı katı dairemdeki yatak odam.
Ama bir şeyler yanlıştı.
Telefonuma baktım. Tarihe.
Nefesim kesildi.
Burası beş yıl öncesiydi.
Yangından beş yıl önce.
Ben ölmeden önce.
Kapı açıldı. Arda içeri girdi.
Kocam.
Daha genç görünüyordu. Mümkünse, daha da soğuk.
"Asya," dedi. Sesi dümdüzdü. "Transferi onaylaman gerekiyor. Senin vakıf fonundan."
Bana bakmıyordu. Başımın üstündeki duvara bakıyordu.
"Beş milyon lira," dedi. "Demirkan Global'deki yeni bir girişim için."
Ona öylece baktım.
Yeniden doğmuştum. Ben yeniden doğmuştum.
Para. O parayı hatırladım.
İlk hayatımda o para Ceyda Sancak içindi. Stajyeri. Metresi.
Anılar beynime hücum etti.
Sert bir şekilde.
Uludağ'daki dağ evi. Tipi.
Arda'nın öfkeyle çarpılmış yüzü. "Boşanmayı kabul edene kadar burada kalacaksın, Asya."
Dağ evinin o eski kanadının kapısını üzerime kilitlemişti.
Çığlık attım.
Çekip gitmişti. Arabasının karla kaplı yolda uzaklaştığını gördüm.
Sonra duman kokusu. Yangın.
Sıcaklık. Acı.
Son düşüncem: "Eğer bir şansım daha olursa... Bu hataları bir daha yapmayacağım."
Ve şimdi, işte buradaydım.
Bir şans daha.
Oda dönüyordu. Midem bulandı.
"Arda," diye fısıldadım. Sesim zayıftı. "Ben... kendimi iyi hissetmiyorum."
Sonunda bana bir göz attı. Gözlerinde endişeden eser yoktu.
Sadece bıkkınlık.
"Sadece şu kağıtları imzala, Asya," dedi. "Drama yapma. Toplantım var."
Komodinin üzerine ince bir dosya ve bir kalem koydu.
Sonra arkasını dönüp çıktı.
Kapı arkasından tık diye kapandı.
İyi olup olmadığıma bakmak için bile beklemedi.
Kalbim göğsümde bir taş gibiydi.
İşte buydu. Arda buydu.
Hiçbir şey değişmemişti. Hâlâ aynı zalim adamdı.
Baş dönmem geçti.
İçime buz gibi bir his yayıldı.
Korku değil.
Kararlılık.
Onu görmem gerekiyordu. Ceyda Sancak'ı.
Onu şimdi, bu yeni zaman çizgisinde görmem gerekiyordu.
Bilmek için. Emin olmak için.
Yataktan kalktım. Bacaklarım biraz titriyordu.
Ama onları hareket etmeye zorladım.
Hızla giyindim. Sade kıyafetler.
Neyle karşı karşıya olduğumu görmem gerekiyordu.
Demirkan Global'e taksiyle gittim.
İlk hayatımdan Ceyda'nın rutinini biliyordum.
Stajyerdi. Öğle yemeği saatlerinde Arda'nın ofisinin yakınında olmayı severdi.
Onun dikkatini çekeceğini umarak.
Her zaman çekerdi.
Asansörlerin yanında durdum, bekliyormuş gibi yaptım.
Ve sonra onları gördüm.
Arda ve Ceyda.
Koridorda, ofisinin yakınında duruyorlardı.
Ceyda, Arda'ya bakıyordu. Yüzü tatlı bir masumiyet maskesiydi.
Dudaklarında küçük, endişeli bir somurtma vardı.
Muhtemelen ona küçük bir sorundan bahsediyor, kendini yardıma muhtaç bir kadın gibi gösteriyordu.
Arda ona gülümseyerek bakıyordu.
Sıcak bir gülümseme. Bana hiç vermediği türden.
Koluna dokundu. Nazik, güven veren bir dokunuş.
"Merak etme Ceyda," dediğini duydum. "Ben hallederim."
Midem burkuldu.
O bakış. O dokunuş.
Her şey aynıydı.
Bu, bir bakıma Ceyda'nın bana hediyesiydi.
Bu manzara.
İçimde olabilecek en ufak, en aptalca umudu bile öldürdü.
Arda ile kurtarılacak hiçbir şey kalmamıştı.
O zaten Ceyda'nındı.
Yolum belliydi. Kaçıp gitmeliydim.
Ondan. Ceyda'dan. Bu hayattan.
Çatı katına geri döndüm.
Arda oradaydı, çalışma odasında. İçeri girdiğimde başını kaldırdı.
Sabırsızdı.
"Kağıtları imzaladın mı?" diye sordu.
Hiçbir şey söylemedim.
Dosyayı bıraktığı masaya yürüdüm.
Kalemi aldım.
Yetkiyi imzaladım. Paramı ona verdim.
"İşte," dedim. Sesim kararlıydı.
Pek bakmadan başını salladı.
Sonra önüme küçük bir zarf yığını itti. Davetiyeler. LCV'ler.
"Bunları hallet," dedi. "Hanzade Holding'in galası gelecek ay. Hepsi için katılımımızı onayla."
Zaten bilgisayarına dönmüş, telefonu kulağındaydı.
Beni başından savıyordu.
En üstteki kartı aldım. Bir hayır yemeği için LCV kartı.
Bay ve Bayan Arda Demirkan.
İmza için ayrılan çizgiye baktım.
Yavaşça, dikkatlice yazdım: Arda Demirkan.
Onun tam adını. Benim el yazımla.
Kartı 'evet' yığınına koydum.
Fark etmezdi. Benimle ya da bizimle ilgili detayları asla fark etmezdi.
Küçük bir şeydi.
Ufacık bir isyan eylemi.
İlk adımım.
Ağzımı tuhaf bir acılık kapladı, ama aynı zamanda bir kıvılcım da vardı.
Yeni bir şeyin kıvılcımı.
Bağımsızlık.
Bölüm 1
23/10/2025
Bölüm 2
23/10/2025
Bölüm 3
23/10/2025
Bölüm 4
23/10/2025
Bölüm 5
23/10/2025
Bölüm 6
23/10/2025
Bölüm 7
23/10/2025
Bölüm 8
23/10/2025
Bölüm 9
23/10/2025
Bölüm 10
23/10/2025
Bölüm 11
23/10/2025
Bölüm 12
23/10/2025
Bölüm 13
23/10/2025
Bölüm 14
23/10/2025
Bölüm 15
23/10/2025
Bölüm 16
23/10/2025
Bölüm 17
23/10/2025
Bölüm 18
23/10/2025
Bölüm 19
23/10/2025
Bölüm 20
23/10/2025
Bölüm 21
23/10/2025
Gavin tarafından yazılan diğer kitaplar
Daha Fazla